23 Eylül 2009 Çarşamba

beynimde o kadar soru o kadar düşünce var ki artık baskı yapmaya başladılar beynime.... kurtulmak istiyorum bazılarından.. onlarca cevaplanmamış soru, çıkmaz sokak gibi çıkmaza dönmüş düşünce beynimi yiyip bitiriyor.. biri cevaplansa belki çorap söküğü gibi diğerleri de cevaplanacak.. ama biri cevaplanmadan bir diğeri yer ediniyor.. kafamın içi örümcek ağı gibi. adım atacak yer yok. kişiler, olaylar, sebepler -sonuçlar, sonuçsuzluklar daraltıyor içimi... dayanacak gücüm kalmıyor bazen ağlamaya başlıyorum sebepsiz ve sonuçsuz... yersiz ağlamalar.. sinir bozuklukları. dengemi yitiriyorum sanırım.. delirmek mi bu? yoksa sinirsel yaralanma mı? ne derseniz deyin ama ben kendimi iyi hissedebilmek için hep yazıyorum... heryere, her şeye yazıyorum bazen bi bira şişesinin buğusuna, bazen tozlu bir masaya anlamsız veya anlamlı şeyler yazıyorum çiziyorum... rahatlıyormuyum? -hayır. ama bi an olsun onu orada bırakıp bir diğerini düşünüyorum...bitmeyen düşünceler, cevaplanmayan sorularda yaşamaya alışmam gerekiyor sanırım ve bir gerçeği de kabullenmeliyim ki sanırım büyüyorum... çok değil bi kaç sene veya bi kaç ay önce bu kadar yoğun değildi düşünceler ve sorular.. son zamanda onlar büyüdü ve sanırım asıl önemli olan , ben büyüdüm...

12 Eylül 2009 Cumartesi

3 günlük güzel anların paylaşıldığı gezi =) nereye mi? dostluğa yolculuk =) abartmayalım alt tarafı bi köprü geçip karşı yakaya ulaştım geçen gün =) en kıymetlim kuzenimle, en kıymetlilerimden şeyma ve gülruyla buluşmaya =) özel iş !! çok önemli iş =) prodüksiyon işine girdik skeçler çektik =) komik oldu çok eğlendik =)inanç spiker oldu biz bilinçsiz insan =) sadece bize yayınlandı galasına da biz davetliydik zaten =) ve çok özel davetlilere gönderilecek ileride =) neyse ayrıntıya girmeden devam edelim =) 3 gün boyunca şeyma' da kaldım hayatımın en güzel günleri kategorisine girdi o 3 gün =) sabahladık güldük eğlendik =) bi ara gözlerimiz dolsa da aldırmadık sabah oldu ben uyanamadım şeyma beni uyandırdı ve yine güldük =) gülru ya gittik yeni evini gördük taşınacağı için mutlu olduk..eve döndük.evde pinekledik, yapmamız gereken işleri astık askıya, yaydık kaba yerlerimizi evde =) yine sabahladık ve yine öğlen gülerek uyandırıldım =) gülrunun eski evine gidip işimizi hallettik , inanç şebeklik yaptı biz güldük =) bebiş köpeklerle oynadık fotoğraf çektik ve ev taşıdık 4 koli 2 poşetten oluşan bir taşınmaydı =) şimdilik =) sonra kamyonla taşıyacakları için karışmadık ağır yüklere =) ve eve geldim =( büyük boşluk :/ şuan yatağım bana bakıyo ben yatağıma, özleyeceğim bu 3 günü... bidaha olmayacak mı ...belki olur kimbilir... bir dahaki tatil yazımda ayrıntıları daha da açarım belki..bekleyin beni anacım !!!
umud beslemek.... kısa ve net özetim !!

Aşk kaç büyümden
Aşk dön ölümden
Aşk bir sebepten
Gel gir dünyama

Aşk dön ölümden
Bir sebepten gir dünyama
Aşk dön ölümden
Geç tenimden, gel gir dünyama

Aşk vur yürekten
Aşk yak gönülden
Aşk geç tenimden
Gel gir kanıma
Sertab Erener - AŞK

9 Eylül 2009 Çarşamba

Yağ Yağmur Yağ...

son dönemde en çok ihtiyaç duyduğum ses. O sesi duyduğumda yüzümde mutluluk beliriveriyor. Herşeyi unutup sadece o sesi dinleyerek huzur bulabiliyorum. o da bunu biliyor ki iki gündür başımdan ayrılmayıp ayların acısını çıkarır gibi bana sesleniyor. "gel" diyor "gel , gir koynuma, birlikte getirelim sabahı". Özlemişim kokusunu, çekebildiğim kadar içime çekiyorum bir nefeste. Sabaha kadar kucak açıyor bana. Koynunda uyutuyor. Arada bir yok oluyor. ama yine geliyor. giderse yine gelecek biliyorum. yıllardan beri, kendimi bildim bileli beraberiz. uzun olmuyor ayrılıklarımız. arada bir uğruyor bile, nerede olursam olayım beni bırakmıyor. seviyorum onu hem de çok ve ölene kadar benimle olmasını istiyorum. belki de onun kucağına doğduğum için bu kadar güçlü aradaki bağ. Annem anlatıyor; aylardan kasımmış ve o beni tüm zerafetiyle kucaklamış. ben hatırlamıyorum. hastaneden çıkıp arabaya geçerken ki arada elimi tutmuş ve ben gülümsemişim ona. o zamandan belli olmuş nasıl iyi birer dost olacağımız.sen dostum; hayatımın her anında ihtiyaç duyduğum o en güçsüz zamanlarımda sen yanımda oldun. sevdiğim o adamı geldiği yere yolcularken bile. nasıl oluyor da beceriyorsun beni bu kadar yakından takip etmeyi bilmiyorum. ama seni çok seviyorum ve sonsuza kadar da seveceğim. sana söz ki çocuğuma da sevdireceğim seni. Yağ Yağmur Yağ, beni susuz beni sensiz bırakma. her zaman sıkırtılarla içime işle bu sesi. damlaların bana hayat versin.ben hazırım gel ve saçımın her telini ıslatana kadar yağ...Hazırım.
şuan benim yanımda olan YAĞMUR' a
EYLÜL '09

2 Eylül 2009 Çarşamba

İnsanın düşünceleri bir cümleyle değişeblir mi?
karşısındaki insandan bir cümleyle nefret eder mi?

oluyormuş. hala seviyorum onu. tek soru tek cevap olmak üzere ilişki donma noktasına geldi. evet bu gerşekleşti. hem de hiç beklemediğim bir anda. Neler kurmuşum ona dair kafamda. ne kadar büyütmüşüm gözümde küçücük olan bu sevgiyi... kendimi kandırmışım hep, boş hayallerle süslemişim kenarlarını bu küçük defter sayfasının...Halbuki bir yırtımlık canı varmış, yırtılınca siliniyormuş bütün yazılar. Henüz boydan boya yırtılmış değil sayfa. küçük bir çentik oldu başında hepsi bu...Ama ağırlığı arttıkça daha çok yırtılacak taki incelene kadar.Sonra inceldiği yerden kopacak. Kısacası başladığı yere geri dönecek kağıt...ÇÖPE GİDECEK !!!


Begüm Oskay - 28 şubat 2009

SonBahar

ilk damla düştü sonbaharın bu sabah , toprak kokusuna senin adınla uyandım sabaha. güneş yüzünü çevirmiş parlarken gelen soğuk kışın habercisiymiş gibi esmeye başlamış. ellerim ayaklarım buz kesmiş sensizliğimde..elimi ayağımı boşver de senin olmayışın içimi soğutucağına yakmış tenimi. iyiden iyiye alışmışım sana. acılarım dayanmaz halini almış sonbaharı bekliyorum büyük bir umutla.. biliyorum HERŞEY GÜZEL olur bu mevsimde. Sevdiğim kasımpatları açar, mis kokulu toprak yenilenir.. ağaçlar soyunur, o uzun ve zorlu kışa inat çırılçıplak göğüslerler soğuğu.toprağın yenilediği gibi kendini ben de yeniliyorum ruhumu.. herşeyden arındırıyorum beynimi. bir tek sana yer ayırıyorum. en güzel en gizli bahçemde sana bir taht kuruyorum. sen gelene kadar kapısını kilitli tutacağım o bahçenin. taki sen gelip benim elimden tutuncaya kadar. herşeyim gizli, her cümlem okunaksız olacak. bir tek sen anlayacaksın beni, o zaman bu bahçede tekrar bahar yaşanacak.. ve son kez; O MASAL GÜNÜ GELİNCEYE KADAR SUSUYORUM....
mevsim yaz, içim kışta kalmış benim...Dışarıda yüzünü gösteren güneş, yüzümü ve bedenimi ısıtırken içimi ısıtamaz olmuş.yapraklar çiçeklenirken, içimdeki " hayat " ağacı yapraklarını dökmüş.güneş aldatıcı, yağmurlar dinmiyor, soğuğa yüz tutmuş mevsimim.her yer puslu gri, önündeki kocaman kışı, soğuk bir merhabayla karşılıyor. Sert geçecek bu kış belli ki, "sonbaharı buysa kışı nasıl olur" dedirtiyor insana.İçimdeki bu soğukluğa karşılık yüzümde güneş pırıltısı var.görenlere özenti verecek kadar pırıltılıyım. gelsinler bir de bana sorsunlar onu. ÖLÜMÜ BEKLER GİBİ BEKLİYORUM KIŞI....
Begüm Oskay - 19.06.2009