3 Şubat 2011 Perşembe

İnsan...

Özlüyor insan. Biraz zaman geçiyor, unutuyor sanıyor ama her aklına gelişinde yüreği sızlıyor insanın… Sonra düşünüyor, böyle olmaması gerektiğini biliyor ama yine de yapacağı bir şey kalmıyor… Çarelerin tükendiği anda içinden bir parça kopup gidiyor. Sonra fark ediyor, anlıyor ki o kopup giden parça en can alıcı parçaymış. Artık acı hissetmiyor insan. Duygusuzlaşıyor hatta umursamazlaşıyor. Kendini kandırıyor aslında. Bir zaman geliyor bir anda o parçanın hala orda olduğunu görüyor. Anlıyor ki hiç bir zaman o hastalıklı parçadan kurtulamayacak ve kendini düzeltemeyecek. O zaman nasırlaşmaya başlıyor işte. Acı hissetmez oluyor. Hatta zamanında çektiği acıları başkasından bile çıkartabiliyor insan. İnsan nankör, insan bencil. Hep o olsun istiyor ama diğer insanlarda nankör, bencil. Kendine hâkim olan kurtuluyor acıdan, ya kendine hâkim olamayan o zayıf insan? O da acısına alışıyor zamanla ve yok olup gitmesine izin veriyor… İnsan doğası gereği unutur. Her şey akılda kalırsa acı çeker. Beyin zamanla kendini yeniler gelişir ve büyür… Öyle olmasaydı inanılmaz acılar ve üzüntüler her daim gözümüzün önünde olurdu. Bu daha da zorlaştırırdı hayatımızı. Şimdi diyorum ki; iyi ki unutuyoruz, iyi ki acımızın üstüne başka acı ekleniyor. Yoksa nasıl büyürdü bu ruh? Nasıl olgunlaşırdı bu düşünce? Ve en önemlisi nasıl affetmeyi öğrenirdik ???

1 yorum:

Emre şöhret dedi ki...

Süper (y)