26 Ağustos 2009 Çarşamba

ÖZLEMEK

şimdi farkediyorum da meğer ben ne çok özlem çekmişim... hemen hemen bütün yazılarım, bütün anılarım özlem üzerine kurulmuş...özlemek insan oğlunun doğasında varmış..ben yeni öğrenmişim bunu ve yeni farketmişim...özlemek güzelmiş. acı versede keyifliymiş..sanki özlemek için yaşar olmuşum. bir anıyı, bir yeri, bir günü veya bir insanı özlemeye alıştırmışım kendimi..şu sıralar herşeyi özler oldum hele ki yaşanmışlıkları özlemek en çok koyan şey bana...uzaktaki birini özlemek ise acı verici.. az kalacak uzakta hemen dönecek ama gelin görün ki kendime bile itiraf edemediğim sebepler var hayatımda, onu özlemek için geçerli sebeplerim var...ha bir de foça yı özlemek var bu aralar bende... gerçekten özlemek budur işte özlem duymak kokusunu içine çekmek istemek o kişinin veya o yerin... anlıyorum şimdi özlemi ben...ne kadar çok şey yaşamış ne kadar çok şey paylaşmışız meğersem orada... sırlarımız bile var foçada saklı kimsenin bilmediği iki kişiye ait sırlarımız bile var...foça cenneti de gösterdi bize cehennemi de.. aşk şarkıları da söyledik özgürlük şarkıları da... dans ta ettik kavga da... güldük te ağladıkta... üşüdüğümüz de oldu sıcaktan bayıldığımızda...tek kaldığımızda oldu kalabalık olduğumuzda... herkes yaşayamaz böyle güzel bir anıyı.. bize kısmetmiş değerini pek bilemedik seneye gittiğimizde dolu dolu içime çekicem o güzel keskin kokusunu foçanın...özlemek bir şeyi aramak, hissetmek ve özlemek.... benim tattığım en derin duygu bu bana kalırsa... hayatım özlemekle geçerse geçsin ben razıyım özlemlere.. yeterki sonu gelsin...

Hiç yorum yok: