11 Kasım 2008 Salı

halusulasyonların vardığı nokta...

demin arkadaşımın bi yazısını okudum. son zamanlarda onunla aynı düşündüğümüzün ayrımındayım ancak bu kadar içten anlatımı o becerebiliyor bana kalırsa ben düşünüyorum o yazıyor...ama ben de yazıyorum...nereye? buraya mı yoksa metin belgesine mi ? yok yok bunlar değil ben hayatıma yazıyorum düşündüklerimi...bir bir hemde her yeni düşüncede bir çizik atıyorum hayata sayamayacağım kadar çok biriktiler...sadece düşüncelerim olsa yine iyi..her yaşadığımı her aldanışımı her yeminimi her bozuşumu ve her kahroluşumu...arkadaşımın adı ebru yazsında şöyle bi soru sormuş:"Okuyan,senin halisulasyonların var mı?baskasının gözunde kendını görur gıbı oldun mu?" evet oldum, çok gördüm, çok aldandım her seferinde yanıldım ama gördüm eminim bir an bile olsa halisulasyon değildi o...bi an ama sadece 1 salisenin 60ta biri veya 120 de veya 240 ta biri ama gördüm...mutlu ettimi daha sonrasını da görünce, hayır mutlu olmadım daha sonraki anlarda yalanı gördüm iğrençliği ve kötülüğü gördüm o gözlerde ve ben bunları halusulasyon olarak algılamak istedim o zaman..çok mu iyimserim yoksa fazla mı aptal ...ben aptallığı seçiyorum galiba..kimileri saflık olarak algılıyor bunu ama ben saf değilim aptalım gözümde koskocaman bir perde var ve ben onu hiç kenara çekmeden hayatı o bordo perdenin arkasından izliyorum asıl renklerini görmüyorum hayatın...belki de asıl rengi yoktur bu yaşadıklarımızın herkes kendi rengini seçmiştir perdesinde...ben bordoyu seçtim...mutlumuyum -hayır- ama mutsuzum da diyemem hayatımın bazı evrelerinde gerçekten güzel şeyler yaşadığımı bilmekle yarına gidiyorum...hiç yaşamamış olanlara da iyi bişiler yaşamalarını tavsiye ediyorum ... ebru'ya da teşekkürlerimi sunup bu geceyi burada kapatıyorum umarım her zaman benim düşündüklerimi yazabilirsin ebrucum =)

Hiç yorum yok: